Teknolojinin son sürat ilerlediği bir dönemde, insanlar üstesinden gelemeyecekleri hiç bir sorun olamayacağına inanmaya başlamışlardır. 'Titanic' adlı dev transatlantik ise, insanlığın doğaya karşı gövde gösterisi gibidir. Bu 'Düşler Gemisi' nin yolcuları arasında Avrupa`da bir kaç yıl geçirdikten sonra Amerika`ya dönmekte olan, Jack adlı genç bir ressam ile nişanlısı ve annesiyle Philadelphia`ya giden Rose adlı genç bir kız da vardır. İki genç, şans eseri tanışacak, aralarındaki sınıf farkına aldırmaksızın birbirlerine yakınlaşacaktır.
öncesi yükleniyor...
01:00:29,833
dünyanın en büyük gemisinde, sizin gibi...
01:00:32,073
kibar insanlarla şampanya içiyorum.
01:00:33,793
Biraz daha istiyorum.
01:00:35,993
Bence hayat bize verilen bir armağan, ve ben onu ziyan etmek istemiyorum.
01:00:39,953
Bir saniye sonra karşınıza ne çıkacağını bilemezsiniz.
01:00:42,632
Hayatı olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmeliyiz.
01:00:44,872
Tut bakalım Cal.
01:00:47,792
Her günü doyasıya yaşamak gerekir.
01:00:50,272
- Doğru söyledin Jack. - Bravo.
01:00:53,432
Doyasıya yaşamaya
01:00:56,312
Doyasıya yaşamaya
01:00:58,592
Bravo.
01:01:05,872
Ama Bay Brown parayı sobada sakladığımı bilmiyordu.
01:01:10,671
Kütük gibi sarhoş geldi. Kutlama yapıyordu. Sonra sobayı yaktı
devamı yükleniyor...